“Hüseyin Kıran’ın Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor romanı, ‘etrafı kalın bir duvarla çevrili kalenin’ içinde yaşadığı söylenen kasaba halkının kayıtlı olduğu defterden Yakup’un çağrılmasıyla başlar. Yakup, görevi gereği kulağına ‘f ı s ı l d a n a n’ ismi bulup “…hükmü bildirme[li] ve bunun gerçekleştiğinden emin olana dek kendisine eşlik etme[li], kapı görevlisine çağrılan sakini teslim etme[lidir]” (Kıran, 2016: 7). Görevini yerine getirmek, kendini yakalamak için evine gittiğinde Yakup suçunun ne olduğunu bilmemektedir fakat yine de kendisine zorluk çıkarmaz. Kendini Yüce Meclis’in önüne çıkararak görevini layıkıyla yerine getirir. Neden çağrıldığı Yakup’a söylenene kadar yaşanan tedirginlikte, roman boyunca göremeyeceğimiz –aslında her yerde olan– Yüce Meclis’in otoritesi belirmeye başlar.”